Takvimlerimizde genel sayılı günler olduğu gibi Kayseri’de de mahalli sayılı günler vardır. Bu günler genellikle ani hava değişikliklerini doğuran Güneş’in burç değiştirme zamanlarına rastlar. Özellikle bağ ve bahçe ile uğraşanların takip ettiği bu günlerin çoğu genel takvimin günlerine uymakla beraber, bazıları sadece Kayseri ikliminin özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Eski takvime göre bir yıl iki bölüme ayrılır. Birinci bölüm “Kasım Günleri” ismini alır ve 180 gün olarak kabul edilir; 8 Kasım’da başlar, 5 Mayıs’ta sona erer. İkinci bölüm ise “Hızır Günleri” olarak adlandırılır ve 186 gün olarak hesaplanır; 6 Mayıs’ta başlar, 7 Kasım’da sona erer. Baharın gelişi eski takvime göre Kasım Günleri içinde üç aşamada gerçekleşir ki bunların her birinde gökten bir cemre düştüğüne inanılır. “Cemre”, “ateş topu” anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Şubat ayında bu hayalî topların düşmesiyle hava sıcaklığının yavaş yavaş artmaya başladığına inanılır. Birinci cemrenin Kasım Günleri’nin 105. gününde yani 20 Şubat günü havaya, ikinci cemrenin yine Kasım Günleri’nin 112. gününde yani 26-27 Şubat günü suya ve üçüncü cemrenin de 119. gününde yani 4-5 Mart tarihinde toprağa düştüğü kabul edilir.
Cemre bu evreleri tamamlayıp toprağa düştükten sonra artık kış mevsiminin kesin olarak sona erdiği ve baharın başladığı varsayılır. Artık bu tarihten itibaren kalıcı soğuklar olmaz, hatta kar yağsa bile hiçbir şekilde tutmaz. Cemrelerden sonra her ne kadar bahar gelmiş sayılsa da, Mart ve Nisan aylarında bazı sayılı günler vardır ki, bu günler genellikle bağ ve bahçe işi ile uğraşanların korkulu rüyasıdır.
Sayılı günlerin en önemlilerinden biri, eski takvime göre “Mart dokuzu” denilen ve 22 Marta rastlayan gündür. Bu günde, Güneş koç burcuna girer ve gece ile gündüz eşit hâle gelir. Hava sıcaklığının gece sıfırın altında 20-25 dereceye kadar düştüğü görülmüştür; don ve kar fırtınası olabilir ya da “Şıvgın” denilen sulu kar yağabilir. Mart ayının dokuzundan dokuz gün sonra,“Dokuzun Dokuzu” denilen gün gelir ki, bu gün hava çok soğuk olur; hatta fırtına ya da kar görülebilir. Yeni uyanan veya çiçek açan ağaçları soğuk vurur.
13- 14 Nisan günlerine rastlayan “Mart Otuzu” da ‘Mart Dokuzu’, ‘Dokuzun Dokuzu’ ya da ‘Mart Otuzu’ sözü ile sayılı günlerden kabul edilir. 18 Nisana rastlayan sayılı güne “Aprıl Beş” denir. Halk arasında “Kork Aprılın Beşin’den, camızı ayırır eşinden, hele hele on beşinden” sözleri ile bu günlerin tehlikesi belirtilir. Aprılın beşinde tohum ya elde olmalıdır ya da yerde. Zira tohum, önceden ekilmiş ve filizlenmiş ise muhakkak soğuk alır. “Aprılın Beşinin Beşi” ve “Sitte-i Sevr” (Güneş’in boğa burcunda bulunduğu Nisan ayında fırtınalarıyla meşhur altı gün) de soğuk yapan korkulu günlerden olup 21-26 Nisan günlerine denk gelir. Nihayet 6 Mayıs Hıdrellez (Hızır-İlyas) gününe gelindiğinde artık tam olarak bahar gelmiş demektir. Bu günlerde kırlara gidilir, “dazdazlar” (bir çeşit piknik) kurulur ve eğlenceler düzenlenir.